12 Eylül 2020 Cumartesi

Salur Boyu

 

Salur boyunun Divân-ı Lügati’t-Türk’e göre tanımlanmış tamgası.

Kaşgarlı’da “Salgur” diğer kaynaklarda “Salur” biçiminde olan bir sözdür. Anlamı Reşideddin’de “vardığı yerde kılıç çalıp çomakla harbeden” olup Yazıcıoğlu Ali’de ise “kande ki irişesin kılıç ve çomakun revan olsun.”[1] Ebülgazi Bahadır Han’da anlamı “kılıçlı” olarak ongunu ise “kartal” (bürgüt) olarak verilmiştir.[2] Salur boyunun en yoğun yaşadığı bölge, bugün atavatan dediğimiz Türkmenistan coğrafyasıdır.

Moğol istilâsı üzerine Mâveraunnehir, Horasan ve Azerbaycan’da yaşayan Türkmenler’in pek çoğu Anadolu’ya geldiler. Bunlar istilânın önünden kaçmışlardı. Mangışlak’ta X. yüzyıldan beri yaşamakta olan Oğuzlar bu istilâdan pek etkilenmiş olmadılar.[3] Çünkü yurtları Mangışlak istilâ sahası üzerinde olmayıp kenarda kalıyordu. Bununla beraber, onlar ilk önce Altın Orda hanlarına, sonra da Hive’de oturan hanlara tâbi oldular. Mangışlak’takî Türkmenler’in mühim bir kısmı Salur boyundan idi.[4]

Mangışlak’taki Salurlar’ın İçki(İç) Salur ve Taşkı (Dış) Salur olmak üzere iki kola ayrıldıkları biliniyor. Türkmenler, 17. yüzyılda Yomut, Ersarı, Teke ve Sarık gibi büyük Türkmen topluluklarının Salurlar’dan çıktığına inanıyorlardı.[5]

Eğer bu iddia doğru ise, bugünkü Türkmenistan Türkmenlerinin ezici çoğunluğunun aslında Salurlar’dan olduğunu kabul etmek icap eder. Hal böyleyken Salurlardan önemli bir kısmının da batıya göç etmiş olduğunu biliyoruz. Oğuzların tarihinde mühim roller oynamış boylardan birisi de Salurlardır.

Dede Korkut destanlarına göre Oğuz elinde o dönem Salurlar, en şerefli makamı işgal ediyorlardı. Gerçekten bu Oğuz elinin kudretli hâkimi Kazan Bey’in, Salur boyundan olduğunu biliyoruz. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Salur boyunun önemli bir bölümü batıya yani Anadolu’ya göç etmemiş, atavatanda kalmışlardır.

Buna rağmen Salurlardan batıya göç edenler Fars topraklarında kendi adlarıyla anılan bir devlet kurmuşlar, Anadolu’nun Türkleşmesinde rol oynamışlar ve içlerinden Kadı Burhanettin gibi büyük bir zat çıkarmışlardır.[6] Salurlar’ın çok ehemmiyetli bir kümesi batıya göç etmeyerek eski yurdunda kalmıştı. Görüldüğü gibi, onlardan ayrı ayrı kollar İran’da Kürdistan ve Fars bölgelerinde yurt tutarak siyasî faaliyetlerde bulundular.

Bütün bunlara rağmen bazı tarihî bilgiler, yer adları ve oymaklar, Salurlar’ın Anadolu’nun fetih ve iskânında mühim roller oynayan boylardan biri olduğuna şüphe bırakmıyor. Yer adlarına gelince, Salurlar cetvelimizde yedinci sırada yer almaktadır. Yalnız bu keyfiyet Salurlar’ın. Anadolu’ya da ne kadar kalabalık kümeler halinde geldiklerini göstermeğe elverir sanırız. XVI. yüzyılda Tarablus-Şam yöresinde oldukça kalabalık bir Türkmen kümesi yaşıyordu.[7] Bu Türkmen kümesi Tarablus-Şam dağlarında yaylamakta ve kışın da genellikle çöldeki Tedmur vahasına gitmekte idi. Bu Türkmen kümesi çoğu Çukurova’da yerleşmiş olan Üçoklu Türkmenler’in bir kalıntısı gibi görünüyor.

Bu kümenin pek büyük bir kısmını iki oymak meydana getiriyordu: Selluriye ve Çoğuniyye. Bu isimlerin Salur ve Çoğunlu kelimelerinin Arapça şekilleri oldukları şüphesizdir. Kanuni devrinde bu Salur oymağı 25 obadan meydana gelmiştir.[8] II. Selim zamanında Salurlar’ın nüfuslarının artmış olduğu görülüyor. Bu Salurlar’a ait son haber onların XVII. yüzyıl sonlarında Hama-Humus arasındaki topraklarda yerleştirilen Türkmen oymakları arasında bulunduklarıdır. Bu bölgedeki büyük boylardan biri de Ulaş boyu idi.

Ulaş, boyu idare etmiş olan beğin adıdır. Ulaşoğulları en tanınmış Varsak beğleri arasında sayılmaktadır. Fatih ‘in vezirlerinden Rum Mehmed Paşa’yı 874 (1469) yılında perişan eden Varsak beğlerinin başı Uyuz Beğ (asıl adı Hüseyin )’in Ulaş ailesinden olduğunu biliyoruz. Ulaş boyunun yurdu, Tarsus’un kuzey batısından başlayıp, Bulgar dağına dek uzanıyordu.[9] Ulaş boyu büyük bir teşekkül olup, Bayındır(41 cemâat), Salur (10 cemâat), Orhan Beğlu ve saire gibi obalara ayrılmıştır. 925 (1519) yılında Ulaş boyuna bağlı Salur obası az yukarıda işaret edildiği gibi on kala (cemâata) ayrılmıştır. Bunlardan her birinin bir ekinlikte çiftçilik yaptığı görülüyor.[10]

Ulaş ailesinin boyun hangi obasından çıktığı hususuna gelince, akla ilk gelen ihtimal onların Bayındırlar’dan olduğudur. Çünkü boyun en büyük obasını Bayındırlar meydana getirmektedir. Ulaş adı ise ailenin Salurlar’dan geldiği ihtimalini telkin ediyor.[11] Bu yazının başında görüldüğü üzere, Dib-Yavku ‘nun beğleri arasında Salur’dan Ulaş Beğ olduğu gibi, Dede Korkut destanları başkahramanı Salur Kazan Beğ’in babasının adının da Ulaş olduğunu biliyoruz.



[1] Sümer, a.g.e., s.325.

[2] Ebulgazi Bahadır Han, a.g.e., s.52.

[3] Gündüz, a.g.e., s.19.

[4] Sümer, a.g.e., s.325.

[5] Hacaloğlu, a.g.e., s.98.

[7] Sümer, a.g.e., s.327.

[8] Sümer, a.g.e., s.328.

[9] Hacaloğlu, a.g.e., s.102.

[10] Sümer, ag.e, s.328.

[11] Gündüz, a.g.e., s.142. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Şehir ve Merkez: Ravenna, Constantinople ve Charlemagne arasında

  Classe, Ravenna'daki bazilika Sant'Apollinare'den mozaik detayı, altıncı yüzyıl.  Alamy. Ravenna'daki San Vitale kilisesin...

Öne Çıkanlar