Karkın boyunun Şecere-i Terakime’ye göre tanımlanmış tamgası.
Kızık gibi bazı bakımlardan diğer boylardan ayrılan ve bu sebeple Kalaç (Halaç) adıyla da anılan Karkın boyu Kâşgarlı Mahmud’un listesinde bulunmamaktadır. Bununla beraber Anadolu’da altmış iki yer bunların adını taşıyordu. Yirmi dört Oğuz boyu arasında beşinci sırada yer alan Karkınlar Anadolu’nun fetih ve iskânında önemli rol oynamışlardır. Nitekim Türkiye’nin geniş bir kesimine yayılan boya ait sekiz köy Sivas, altı köy Karahisar-ı sâhib (Afyon), altı köy Saruhan (Manisa) ve dört köyde Karesi (Balıkesir) sancaklarında bulunmaktaydı.[1] Kaynaklardan, Karkınlar’ın adı geçen sancaklara bilhassa XII-XIV. yüzyıllarda kümeler halinde yerleştikleri anlaşılmaktadır.
Karkınlar’a Yıldız Han’ın
oğullan arasında yer veren Reşîdeddin (XIV. yüzyıl başları) ülüşünün “sağ umaca”,
ongununun tavşancıl olduğunu belirttiği boyun damgasını da vermektedir. Yine
aynı müellif Karkın’ın “çok ve doyurucu aş” manasına geldiğini de belirtir. XV.
yüzyılın birinci yarısında yaşamış olan Yazıcıoğlu Ali ise Reşîdüddin’in
Karkınlar hakkında yazdıklarını eserine aynen almıştır. Ebulgazi Bahadır Han
ise Karkın boyunun manasını “aşlı” olarak vermiş ve ongununu ise “sürbikti”
olarak vermiştir.[2]
Anadolu’daki Karkın
oymakları içinde nüfus bakımından en önemlileri Halep Türkmenleri ile
Dulkadirli ulusu içinde ve Hamîdili’nin Eğridir kazasında bulunmaktaydı.[3]
Bunlardan Halep Türkmenleri arasındaki Harkın oymağının XVI. yüzyılda Antep
yöresinde yurt tuttuğu görülmektedir.
XVII. yüzyılın ortalarından
itibaren bu oymağın bir kısmı yerleşik hayata geçmiş, bunun sonucunda Oturak
Karkın ve Göçer Karkın olmak üzere iki kol ortaya çıkmıştır.[4]
Günümüzde Uşak ilinin Banaz ilçesine bağlı Büyük Oturak ve Küçük Oturak
köyleriyle demiryolu üzerinde Oturak adlı istasyon vardır.[5] Daha
sonraki yüzyıllarda bu kollardan Göçer Karkınlar’ın aynı yörede ve belki de
diğer yörelerde yerleşik hayata geçtikleri tahmin edilmektedir.
Dulkadirli ulusu içindeki
Karkınlar ise nüfusça Halep Türkmenleri Karkınları’ndan daha fazla idi; ancak
onlar da toplu bir halde değil muhtelif kollara ayrılmış bir şekilde
bulunmaktaydılar. Bu Karkın kollarından en büyüğü, Dulkadirli elinin en
tanınmış boylarından Dokuz’un (diğer adı Bişaniul; şimdi Beşenli) bir obasını
meydana getirmekteydi. Bu durum iki teşekkül arasında kabileci bir akrabalık
olduğu şeklinde yorumlanabilir.
Dulkadirli ulusu içinde
yer alan bu grup daha sonra İfrâz-ı Zulkadriyye oymakları içerisin de
görülmektedir. Diğer bir Karkın kolu da Dede Kargın adlı bir şeyhin Göksun’da
bulunan zaviyesine hizmet etmekteydi. Hacı Bektâş-ı Velî Vilâyetnâme’sinde
geçen “Dede Garkın” büyük ihtimalle aynı şahıs olmalıdır.[6] Bugünkü
Göksün halkı ne Dede Kargın ne de zâviyesiyle ilgili bilgiye sahiptir. Bunların
yanı sıra Diyarbakır yöresinde Bozulus Türkmenleri arasında üç obaya ayrılmış,
nüfusca az Karkın obaları görülmektedir.
XVI. yüzyılda Birecik
yöresiyle Mardin’in güneyinde Dede Karkın adlı köyler vardı; günümüzde ise
Malatya’nın Yazıhan ilçesine bağlı aynı isimde bir köy bulunmaktadır.[7] Ancak bu
ünlü Türk velisinin mezarı büyük bir ihtimalle Göksun’daki zaviyesin dedir.
Yine Malatya’ya bağlı Türkmen cemaatleri içinde Carsten Niebuhr’un 1000 çadır
olarak bildirdiği bir Dede Karkın cemaati daha vardı. Bu grup 1734 yılında Alacahan’a
iskân edilmek istenmişse de daha sonra bundan vazgeçilmiştir.[8]
Günümüzde Kerkük’e bağlı büyük
nüfusa sahip Türkmen ilçesi Tuzhurmatu’da Harbende adı ile tanınan bir topluluk
yaşamaktadır. Saatçi’ye göre bu “Harbende adının Harbendelü den geldiği
düşünülmekte içlerinde Karkın boyuna mensup oymaklarında yer aldığı
düşünülmektedir”.[9]
Aynı şekilde Antep yöresinde 100 gadirlik bir Dede Karkın oymağı yaşadığı gibi
XIX. yüzyılın ikinci yarısında da Saruhan sancağında Dede Karkınlı oymağı
mevcuttu. Öte yarıdan Hamîdili (İsparta-Burdur illeri) sancağının Eğridir
kazasında 250 vergi nüfuslu oldukça büyük bir Karkın oymağı daha vardı.[10]
Kaynaklarda bu Karkın oymağının
Karamanlı boyuna tabi olduğu bildirilmektedir. Ayrıca Tekeili (Antalya), İçel,
Tarsus ve Adana sancaklarında Karkın oymakları görülmekteyse de bunların
nüfusları azdı. 1102(1691) yılında Rakka eyaletine yerleştirilen Beydili
obaları arasında muhtemelen Antep yöresindeki Göçer Karkınlar’ın kolu olan bir
Karkın obasının adı geçmektedir.[11]
[1] TDV İslam Ansiklopedisi, Faruk Sümer, “Karkın” maddesi, C:24 s.499.
[2] Ebulgazi Bahadır Han, a.g.e., s.50.
[3] Sümer, a.g.e., s.306.
[4] TDV İslam Ansiklopedisi, Faruk Sümer, “Karkın” maddesi, C:24 s.500.
[5] Gündüz, a.g.e., s.148.
[6] TDV İslam Ansiklopedisi, Faruk Sümer, “Karkın” maddesi, C:24 s.501.
[7] Sümer, a.g.e., s.307.
[8] Saatçi, a.g.e., s.34.
[9] Saatçi, a.g.e., s.35.
[10] Gündüz, a.g.e., s.151.
[11] Sümer, a.g.e., s.307.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder